Empati Kuruyoruz: Bulimia Nervoza

Sosyal Farkındalık çekirdek ekibi olarak bir empati serisi başlatmak istedik. Ve bunun ilki olan Empati Kuruyoruz: Bulimia Nervoza çalışmamız ile karşınızdayız. Geçtiğimiz günlerde sizlerle sorularınızı almak için bir form paylaşmıştık. Öncelikle hepinize sorularınız için çok teşekkür ediyoruz. Geçmişte Bulimia Nervoza tanısı almış bir arkadaşımızla yaşadıkları üzerine bir röportaj yaptık. Onu ve yaşadıklarını daha iyi anlamak için hadi gelin röportajımıza geçelim.

UYARI: Bu yazıdakiler bir uzman bilgisi değildir. Kişisel tecrübelere dayanan anılar ve kişisel önerilerden oluşmaktadır.

-Çocuklukta kilon ile ilgili sorunların var mıydı?

Hayır, hiç yoktu. Bir tık zayıftım ama hiçbir problemim yoktu.



-Tanı sürecinde kabullenme konusunda zorluklar yaşadın mı? Kendinde bu hastalığın olduğunu nasıl fark ettin?

Eskiden kiloma çok takılmıyordum. Kiloma takılmaya başlayınca bir şeylerin ters gittiğini anladım. Eski fotoğraflarımla yenilerini karşılaştırınca bir şeylerin fazlasıyla ters gittiğini anlamaya başlamıştım. Kabullenmede çok sıkıntı yaşamadım çünkü biraz realistik bir insanım. Büyük ihtimalle iyileşme sürecimi de bu kısalttı.



-Hastalığın başlangıç sebebi (çok özel değilse) neydi? Tetikleyici etken/etkenler neydi (sosyal medya, insanlar, beden algısı vb.) ?

Sosyal medya tabii ki var. Ama bir yandan da ben milli yüzücüydüm ve daha sonra sporu bıraktım. Sporu bırakınca insanlarda sporu bıraktı kilo alacak tarzı muhabbet dönecek diye (kimse aslında umrumda olmamalıyken) bu tarz düşünceler aklımda çok dolaştı. Başka insanların aslında dile getirmediği şeyleri ben sanki onlar dile getiriyormuş gibi hissettim. Bir yandan da herkes kilo verdiğimi söyleyince ilk başta kaslarım eriyor gibi düşündüm. Biraz daha incelince bu görüntü hoşuma gitmişti çünkü eskiden hep kaslıydım. Bu durumu ben normal bir şey zannettim ama değilmiş. Ve tabii ki sosyal medya. Sosyal medyadaki challengelar (meydan okuma) (30 days abs challenge vb.) etkili oldu.



-Bu sürecin dışında yaşadığın spesifik bir olay ya da değişim etkili oldu mu?

Hayır.



-Hastalık sürecinde yakınlarının sana karşı yaklaşımı nasıldı? Durumunu olumlu/olumsuz nasıl etkiledi?

Ben biraz agresif bir insanım. Biri bana bir şey söylediğinde ters cevaplar verebiliyorum. O yüzden ailem ve arkadaşlarım bir terslik olduğunu anlayınca son raddeye gelene kadar kendi halime bırakıyorlar, çok karışmak istemiyorlar. Ailemin tepkisi, tabii ki üzülüyorlardı ama bir yandan da kendi kendime iyileşeceğim için biraz kendi halime bırakmak da istiyorlardı. Onun dışında çok fazla insan kilo verdiğimi söylüyordu.



-Toplumsal baskı ve etiketlere maruz kaldın mı? Bunlarla nasıl baş ettin?

Çok bir etiket vs. durumu olmadı ama herkes kemiklerimin gözüküyor, çirkin oldun, yüzün sarktı vs. diyordu. Ama bunu daha yakın çevrem söylüyordu o yüzden beni çok etkilemiyordu



-Yediklerini istemli mi istemsiz mi kusuyordun?

Ben bir ilaç kullanıyordum ve o ilacı içmezsem istemsizce kusuyordum. Onun dışında istemli kustuğum da oluyordu ama çok sık değildi. Bulimia’nın 2 çeşidi var. Biri aşırı spor yapma biri yediklerini çıkarma. Ben daha çok spor yapma kısmındaydım.



-İyileşme için adım atmanı tetikleyen bir şey oldu mu?

Sanırım etrafımdaki insanları çok üzdüğümü fark ettim. Beynime glikoz gitmiyordu, mantıksız kararlar vermeye başlamıştım. Arkadaşlarımla, ailemle kavga ediyordum. Ve bu durum beni üzmeye başlamıştı. Gerçekten bir şeye ihtiyacım olduğunu anlamam bu yüzden oldu.



-Tanı sürecinde hastalığı biliyor muydun yoksa internette bende ne var acaba diye aradın mı?

Böyle bir hastalık olduğunu biliyordum ama ben o raddeye geleceğimi hiç düşünmemiştim. Sürecin ortasında artık o hastalığın bende olduğunu anladım. Sonra internetten araştırdım ama hiçbir zaman ben hastayım diye sürekli araştırdığım bir durum olmadı.



-Tedavi süreci nasıl gerçekleşti ve bu süreçte karşılaştığın zorluklar nelerdi?

Önce terapiye gitmeye başladım. Sonra psikolog sıkıntımın ciddi olduğunu anlayınca beni psikiyatriste gönderdi, ilaç kullanmaya başladım. En küçük dozla başladım sonra bir tık arttırdık ama en üst doza hiçbir zaman çıkmadım. Reglim 2 yıl boyunca kesildi çünkü vücudumda östrojen vs. salgılanmıyormuş. Kalbimde aritmi oldu, gece dakikada 30’a düşmüştü. Kemiklerim titriyordu, sol kolum ağrıyordu. Kalbimde aritmi de olduğu için zaman zaman kalp krizi geçirdiğimi bile düşünüyordum. Hormonlarım etkilendiği için her tarafım etkilenmişti yani. Dışarıda, sokakta vs. bayıldığım zamanlar oluyordu.



-Az önce 2 yıl dedin, tedavi süreci 2 yıl mı sürdü?

Tedavi süreci 1.5 yıl sürdü ama daha yeni yeni düzeldi regl düzenim.



-İyileşme sürecindeyken binge eating (tıkanırcasına yemek) ataklarıyla nasıl mücadele ettin, seni ne motive etti?

Bu çok daha yeni iyileştiğim bir durum, bu sonbahar gibi. Asla öğün yiyemiyorsunuz çünkü yediğiniz şey midenize oturuyor ve o yüzden çok kötü hissediyorsunuz. Hastalık zamanı hiçbir şey yiyemiyordum. Bu durum binge eating ile yavaş yavaş düzeliyor. Sürekli dolabı açıp yemek vs. yiyorsun. Bunun geçmesi için odama bir çizelge koymuştum ve mutfağa her gittiğimde bir çizik atıyordum ama bu işe yaramadı. Daha sonra sıfır öğün yiyip sadece bir şeyler atıştırmaya başladım ve bence bu çok güzel bir şey. Herkesin vücudu çok farklı ama bana en çok uyan yöntem bu gibi geldi. Kesinlikle insanın kendini tanıması ve bunu kendisi için yapması gerekiyor. Bu çok derin bir konu ama insan zamanla bunu anlıyor. Gerçekten yemek yemesi gerektiği zaman yemeyi öğrenmek biraz zor ama bazen bunu yaptığını fark edince bunu öğrenmeye başlıyorsun.



-Seni bu süreçte motive eden şeyler neydi?

Sağlığıma kavuşuyor olduğumu hissetmem, aritminin geçmesi, regl olmaya yeniden başlamam, güçlendiğimi ve yüzüme renk geldiğini hissetmem, insan ilişkilerimin düzelmesi bana pozitiflik katmıştı. Ama bir yandan da üzgündüm çünkü kilo alıyordum ve uzun bir süreçtir kilo veriyordum. Birden kilo almaya başlayınca bu sefer de ya bunun sonu gelmezse diye düşündüm, Gerçekten de gelmedi ve bu sefer de fazla kilo aldım. Normal kilomun çok altına indim ve düzelirkense çok üstüne çıktım. Ama bu galiba olağan bir durummuş.



-Tam olarak iyileştiğini ne zaman anladın?

Bence tam olarak iyileşmek diye bir şey yok. Bu atakların veya duygusal düşüşler gitgide seyrekleşiyor ve bir süre sonra kesiliyor. Bunu bu senenin başında fark ettim. Ailemle veya kendim bir şey yerken onun tadına varabiliyordum, o zaman anlamıştım. Çünkü hastalık süreci boyunca yemeği sadece geçiştirmek için yiyorsunuz.



-Peki iyileşme sürecinden önceki zamanda yemek yerken ne hissediyordun?

Spor yaptığım için yediğim şeyleri yakacağım için düşünmüyordum. Yediklerim kasa dönüşüyordu. Sağlıksız şeyler yerken bile düşünmüyordum.



-İyileştikten sonra tekrar kötüye dönme olasılığı var mı?

İyileşirken tekrar eski haline dönebiliyorsun, bana olmuştu. Benim boyum 1.70 civarı ve sporcuyum. Bu yüzden kilom bir kıza göre biraz daha fazla oluyor. Kilom normalde 62 civarıydı ve anoreksiyayla beraber 45’e düşmüştüm. Sonra tekrar 55’e çıktım, daha sonra tekrar 48’e döndüm mesela. 50 kilolara geldiğimde tekrar 60 civarına çıkacağımı düşündüğüm için kendimi tekrar kısıtlamaya başlamıştım. Bu süreçte biri tekrar seni o psikolojiye sokmazsa evet geri düşebilirsin.



-İyileşme sürecinde bu durum sık sık oluyor muydu?

50 kiloyu geçtikten sonra çok olmuştu ve bence esas zor kısım da burasıydı.



-Yaşam boyu fiziksel veya ruhsal etki kalıyor mu?

Fiziksel olarak kalıyor, hızlı kilo alıp vermemden dolayı çatlaklarım var. Ruhsal olarak bence iyileşme süreci güzel ilerlemişse ve sonuna geliniyorsa insan gerçekten büyümüş oluyor, insan da güzel bir deneyim olarak kalıyor. Ben kötü bir etkisi kaldığını düşünmüyorum. Bir tek beynim o ilaca çok alışmış ve bırakmak biraz zor oluyor.



-Bu hastalığa hiç yakalanmamak için önerilerin neler?

Öncelikle herkesin vücudu, metabolizması çok farklı. İnsan kendini nasıl mutlu hissediyorsa sağlıklı olduktan sonra öyle olmalı. Önemli olan kendini mutlu hissetmesi bence. Çünkü vücudun senin için her gün yürüyor, koşuyor, uyanıyor, uyuyor ve vücudumuza işkence çektirmeye hiç gerek yok. İnsanın kendini sevmeyi öğrenmesi lazım.



Bazen bilmeden veya istemeden body shaming (beden aşağılama) yapan insanlara ne gibi uyarıların var, hangi cümleleri duymak seni zorluyordu, bu tarz cümleleri işiten insanlara ne gibi tavsiyelerin var?

Bunu söyleyen insanlara bir şey anlatacak değilim, bence onların psikolojik sıkıntıları var. Bunlara maruz kalanlara ise başımdan geçen şeyleri anlatıp onların nasıl hissetmesi ve buna nasıl karşılık vermesi gerektiğini söyleyebilirim. Diyelim annem bana bir şey dedi, onu tatlı bir şekilde uyarırım ama gerçekten düşüncesiz bir insan bunu söylüyorsa onunla uğraşmam belki bir kere uyarırım en fazla.



-Ben sporu bıraktıktan sonra kilo verdim demiştin, bu hastalığa sence spordaki teknik direktörünün, hocanın vs. baskılarının hiç etkisi oldu mu?

Biz her hafta fitness salonunda kilomuzun değişmemesi için tartılıyorduk. Bizim sürekli bir tartılma olayımız vardı ve bence beni bu da etkiledi. Rutin olarak tartılmak insanı sürekli kontrol içerisinde hissettiriyor. Ben yüzmeyi bırakmaya yakın çok kilo vermiştim. Sabah akşam çift antrenman vardı. Günde 10 km civarı yüzüyordum ve sadece bir kase ıspanak yiyordum. Beni o zaman ‘sen manken mi olmak istiyorsun, napıyorsun vs.’ çok uyarmışlardı ve bu da beni etkilemişti. Herkes bu tartılma vb. gibi olaylardan farklı etkilenebilir. Kimi bununla motive olur, kiminde de benim gibi yan etkisi olabilir.



-Eklemek istediğin bir şey var mı?

Yapılan challengelar vs. yapılacaksa sosyal medyaya hikaye atmak için değil de kendini güzel, sağlıklı hissetmek için yapılmalı yoksa bu bilinçaltında fark etmeden etki bırakıyor. Sonra bu durum birikiyor ve böyle bir döngüye giriliyor. Yine bu durumda da herkesin vücudu farklı ve buna dikkat edilmeli.



Röportajımıza katıldığı ve deneyimlerini bizlerle paylaştığı için Elif Esin Akbaba’ya çok teşekkür ediyoruz. Kendisi ayrıca iletişim için instagram adresini de sizlerle paylaşmak istedi. Umarız ki bu yazıyla dokunabildiğimiz kadar insana dokunabiliriz.

Elif Esin Akbaba instagram adresi: @elifesinakbaba

YAZAR: Sosyal Farkındalık Çekirdek Ekibi